İçerisinde bulunduğumuz pandemi döneminin her yaş için pek çok zorluğu beraberinde getirdiğini belirten uzmanlar, bu süreçte özel bir dönemden geçen ergenlerin de farklı sorunlar yaşayabileceğine işaret ediyor. Okul ve akran iletişiminin azalmasıyla ortaya çıkan izolasyonun yalnızlık ve depresyon belirtilerine yol açtığına dikkat çeken uzmanlara göre, bu dönemde gencin arkadaşlık edinmesi ve sosyal ilişkiler kurması desteklenmeli.
24-05-2021Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi Çocuk Ergen Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Neriman Kilit, ergenlik dönemi ve pandemi döneminde ergenlere yaklaşım konusunda değerlendirmelerde bulundu.
“Ergenlik, kişinin ne bir çocuk ne bir yetişkin olduğu, henüz kendi toplumsal sorumluluklarına sahip olmadığı ama rolleri keşfedebileceği, sınayabileceği, deneyebileceği bir ara evre olarak kabul edilebilir” diyen Yrd. Doç. Dr. Neriman Kilit, “Ergenlik dönemi hızlı fiziksel büyüme, zihinsel işlevlerde gelişme, hormonal, duygusal değişiklikler ve sosyal gelişmelerin yaşandığı bir dönemdir. Ergenlik, ülkemizde kızlarda ortalama olarak 10-12, erkeklerde 12-14 yaşları arasında başlar ve genellikle 21 – 24 yaşları arasında sona erer.” dedi.
Duygusal iniş çıkışlar yaşanır
Ergenlerin yetişkin olmaya başladıkça fiziksel olarak değişime uğradıklarını, duygusal olarak iniş ve çıkışlar yaşadıklarını kaydeden Yrd. Doç. Dr. Neriman Kilit, “Ergenlerin fiziksel gelişimi daha hızlı bilişsel gelişimi ise daha yavaş olduğu için bedenleri hızlı bir şekilde yetişkin görünümüne ulaşsa da bilişsel olarak yavaş yavaş soyut kavramları daha çok düşünmeye, daha karmaşık problemler çözmeye ve diğer kişilerin bakış açılarını anlamaya başlarlar.” dedi.
Kimlik arayışında önemli bir dönem
Ergenlik döneminde kişinin kimliğini bulma yolunda zorlu bir süreçten geçtiğini kaydeden Yrd. Doç. Dr. Neriman Kilit, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Önceki durumlarına göre ahlaki ve etik bakımdan daha yüksek bir sağduyuya sahip olurlar ancak fiziksel gelişimdeki hızla olan dengesizliği yüzünden ergenler, bu dönemde bağımsız olma ve kimliklerini bulma yolunda çok zorlu bir süreçten geçmeye başlarlar. Kimlik oluşturma sorunları, karar verirken dürtüsel olma potansiyallerindeki yükseklik, yaşıtlarına karşı kendilerini kanıtlama çabaları özgüvenlerindeki iniş çıkışlar, ergenlerin bu dönemde suç işleme, şiddete başvurma, çete faaliyetlerine katılma ve uyuşturucu madde kullanma ihtimallerini arttırır. Yine duygu durum olarak da bazen mutlu, bazen üzgün olurlar ve çoğu zaman da neden böyle hissettiklerini açıklayamazlar.”
Arkadaş ilişkilerini ailesiyle paylaşmak istemeyebilir
“Ergenlik pek çok değişikliğin ve zorlukların meydana geldiği bir dönem olması kaçınılmaz bir çatışma ve gerilim anlamına gelmez” diyen Yrd. Doç. Dr. Neriman Kilit, “Her ne kadar birçok aile zaman zaman ergen çocuklarıyla kavga etseler de bu sorun bazı ailelerde fazla olmaktadır. Aile bu evrede çocuklarının kendilerinden uzaklaştığını görür ve ne yapacağını bilemez. Ergen arkadaşlarına çok daha fazla zaman ayırır ve aileyi beğenmiyor, önemsemiyor gibi görünür. Özel hayatını, yaşadıklarını, arkadaş ilişkilerini aileye anlatmak istemez. Odasına izinsiz girilmesini istemez odasında tek başına vakit geçirmek ister, teknolojik aletlere, arkadaşlarına, yaşıt ortamına daha fazla zaman ayırır. Arkadaş ortamında sigara alkol ve hatta keyif verici diğer maddeleri, cesaret gerektirdiği düşünülen ama suçla da ilgisi olabilen olayların içinde kendini bulabilir. Hoşlandığı ve cinsel çekim hissettiği kişilerle daha yakın olmak için çaba gösterebilir. Kendine rol model olacak yeni kişi arayışına girebilir. Bunlar arkadaş, sporcu, pop yıldızı, dizi karakteri gibi kişiler olabilir. Birbirinden farklı özelliklere sahip, farklı uçlarda yer alan rol modeller seçebilir kendine. Model aldığı kişiler sıklıkla değişebilir. Ailenin kaygıları ve korkusu artar. Çocuğunu kontrol etmeye çalışır. Ergen ailenin isteklerini baskı olarak algılar, aile de ergenin isteklerini isyan olarak algılar. Çatışmalar başlayabilir. Ergenlik döneminde aile, okul, toplumsal gruplar ve kitle iletişim araçları, ergenin toplumsal kimliğini oluşturmasına ve toplumda saygınlık kazanmasında etkili olan etmenlerdendir.” diye konuştu.
Arkadaşlıklar kurması desteklenmelidir
Ailelerin öncelikle çocuğunun arkadaşlık kurmasını ve sosyalleşmesini desteklemesi gerektiğini belirten Yrd. Doç. Dr. Neriman Kilit, “Ama elbette arkadaşlıklarını hem kendilerinden saklamasına mani olmak hem de ortamı hakkında bilgi sahibi olmak için arkadaşlarını nazikçe çağırmalı, önyargısız yargılamadan onlarla sohbet etmeli ve yine yargılayıp eleştirmeden ya da yasaklar koymadan arkadaşlarıyla ve içinde bulundu�